hayatınızın herhangi bir noktasında birisinden hoşlandıysanız, birisiyle hayaller kurduysanız veya birisine aşık olduğunuzu düşündüyseniz birçok romantik film sizi etkiler. ben before sunrise'ın, hayatında böyle şeylere henüz hiç ilgisi olmamış veya şansı tutmamış olan insanları bile etkileyebileceğini düşünüyorum. bu gücünü nereden aldığını hâlâ tam olarak anlayamadım ama kesinlikle çok farklı bir film.

iki izleyişimde de ilk yarım saat boyunca "off ya ne kadar zorlama hareketler, ne kadar samimiyetsiz konuşmalar bunlar!?" dedim ve iki izleyişimde de gözlerim dolu bitirdim. işin ilginç tarafı,…

Azizler, herkesin netflix anasaysafına pat diye düşeceği için önümüzdeki bir iki hafta boyunca gereğinden fazla kötülenecek. Muhtemelen izleyen herkes beklediğinden farklı bir filmle karşılaşacak. Ben de merakla beklediğim bu filmde neleri beğendim, neleri eksik buldum, ilk izlenimimi yazmak istedim. Yazıda karakterlere ve hikayeye hiç değinmeyeceğim.

Açıkçası ben Vavien gibi absürt-kara komediyle harmanlanmış sağlam bir dram filmi bekliyordum. Fakat Azizler; Türk sinemasında örneğini pek görmediğimiz şekilde soyut bir hikaye anlatımını tercih eden fakat hissettirdiği ve düşündürdüğü şeyler açısından oldukça gerçek bir…

ingmar bergman, anlatmayı seçtiği konular ve bunları izleyiciye aktarış biçimi sebebiyle en sevdiğim yönetmen. persona ise izlediğim tüm filmler arasında muhtemelen üzerine en fazla düşündüğüm film. geçtiğimiz yıllarda iki defa izlediğim bu filmi bugün yeniden izledim ve artık bazı fikirlerin kafamda yerlerine oturmaya başladığını hissettim. bir iki yıl içinde algılama ve düşünme konusunda bu denli geliştiğimi görmek beni bu yazıyı yazmaya itti. çünkü birkaç yıl sonra birazdan yazacaklarım hakkında ne düşüneceğimi çok merak ediyorum. her zaman olduğu gibi bu da…